LGBTİ AKTİVİSTLERİ BOYSAN, ZELİŞ VE MERT ÖLÜM YILDÖNÜMLERİNDE ANILACAK

LGBTİ AKTİVİSTLERİ BOYSAN, ZELİŞ VE MERT

ÖLÜM YILDÖNÜMLERİNDE ANILACAK

 

Geçtiğimiz yıl, Çanakkale’nin Gelibolu ilçesinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle aramızdan ayrılan Şişli Belediye Başkanı Hayri İnönü‘nün danışmanı, LGBTİ+ aktivisti Boysan Yakar, LGBTİ+ aktivisti-feminist Zeliş Deniz ve Mert Serçe 5 Eylül Pazartesi günü, İstanbul’da anılacak. Boysan Yakar’ın Elmadağ’da bulunan ve ailesi tarafından STK’ların kullanımına açılan “Boysan’ın Evi”nde gerçekleştirilecek buluşma 18:00’de başlayıp 21:00’de son bulacak.

 

Suçlu serbest

Çanakkale Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapılan altı duruşma neticesinde, beş masum insanın ölümüne sebep olan kişi 10 yıl hapis cezası ile hüküm giydi. İyi halden dolayı cezası 8 yıl, 4 aya düşürülen şahıs, 9 ay hapis yattıktan sonra serbest bırakıldı. Oğlunu “LGBTİ+ aktivisti, insan hakları ve doğa savunucusu, cesur yürek, devrimci ve en önemlisi ailemizin gururu ve onuruydu” cümleleriyle anlatan Hakan Yakar davayla ilgili şu bilgileri verdi: “Yargıtay’ın vereceği karara göre infaz edilip / edilmeyeceği belli olacak. Süreç devam ediyor. Ayrıca maddi manevi tazminat davası da açıldı. Sonuçta kanunlar bir kişinin hayatına karşılık iki yıl ceza takdir ediyor. Türkiye’de maalesef insan hayatı çok ucuz. Boysan, Zeliş ve Mert gibi gidenlere selam olsun. Çocuklarımızın yolları ışık, oradaki mekanları cennet olsun.”

 

Kamuda çalışan ilk açık kimlikli erkek eşcinsel

Geçen yıl üç aracın karıştığı trafik kazasında hayatını kaybeden Boysan Yakar, 30 Mart 2014 Yerel Seçimlerinde CHP’nin Şişli Belediye Meclisi adayları arasında yer alıyordu, ancak seçilemedi. İlerleyen aylarda başkan danışmanı olarak çalışmaya başladı. Böylece kamu kurumlarında en yüksek mercide çalışan ilk açık kimlikli erkek eşcinsel oldu. Yakar, belediyede çalıştığı dönemde Toplumsal Eşitlik Birimi’nin kurulmasına öncülük etti. Trans misafirhanesine destekten, LGBTİ bireylerin sağlık hizmetlerine sorunsuz erişimine kadar pek çok çalışmaya önayak olan Yakar, verdiği hak mücadelesini sanatla da görünür kıldı. LGBTİ+’lerle ilgili pek çok projede oyuncu, yönetmen ya da yapımcı olarak yer aldı. LGBTİ bireylerin ailelerinin anlatımlarıyla hazırlanan “Benim Çocuğum” belgeselinin yapımında büyük emek harcadı. Türk Sineması’nda kadın eşcinselliğine uygulanan sansürü konu alan ‘Çekilemeyen Sahneler’ filmini projelendirdi ama tamamlamaya ömrü yetmedi.

 

Sosyal Politikalar Cinsiyet Kimliği ve Cinsel Yönelim Çalışmaları Derneği SPoD tarafından yürütülen Mecliste LGBTİ kampanyası kapsamında birçok isimle birlikte o da yaşadığı semtin belediye meclisi üyeliğine adaylığını koydu. Üç dil bilen, dört kedi sahibi olan Yakar, uzun yıllar LGBTİ Onur Haftası’nın komitesinde aktif olarak yer aldı. LGBTİ hak mücadelesi alanında bölgesel ve uluslararası çalışmalar yapan Yakar, Nisan 2015’te ABD’nin devlet bursuyla Washington DC’de bulunan Human Right Campaign ve Victory Institute & Fund örgütlerinde danışman olarak çalıştı.

 

Annesi Sema Yakar’ın kurucu üyeleri arasında bulunduğu ve Türkiye’de bir ilk olan LGBTİ Aile Ve Yakınları Derneği’ne de değerli katkılar sağladı. (https://listag.org/)

 

LGBTİ+’lerin ve feministlerin Deli Aysel’i

1982’de doğan ve Erzurum Atatürk Üniversitesi Peyzaj Mimarlığı bölümünden mezun olan Zeliş (Zeliha) Deniz, en son Irak Kerbela’daki bir otel inşaatında peyzaj mimarı olarak çalıştı. Devrimci mücadelenin içinde olan bir ailenin çocuğuydu. Annesi Neriman Deniz İnsan Hakları Derneği’nin (İHD) kurucu üyelerindendi. Lise yıllarından itibaren muhalif hareketler içerisinde büyüdü. Eşcinsel kadın kimliğiyle feminist hareket ile LGBTİ hareket arasında bağ kuran bir isimdi. Türkiye’deki eşcinsel ve biseksüel kadınların toplum içindeki temsilinin anlatıldığı ‘Beyaz Atlı Prens Boşuna Gelme’ belgeselinin yönetmenleri arasındaydı. Onur Haftası, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü, Gece Yürüyüşü gibi çalışmalarda aktif olarak yer aldı.

 

17 Yaşındayken Gölcük Depremi’nde AKUT ekibinde yer aldı. İyi bir sporcuydu. Basketbol, dağcılık, bisiklet, paten, kaykay gibi pek çok spor dalıyla uğraşmanın yanı sıra balık avlamaktan da keyif alıyordu. Yunan kültürüne merakı vardı. Tiyatro ve kuş gözlem grubu kurucularındandı.

 

Kadıköy aşığı bir vejeteryan

Antakya doğumlu Mert Serçe ise henüz 27 yaşındaydı. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Felsefe Bölümü’nde yüksek lisans yapıyor, direnişin felsefesi üzerine çalışıyordu. Feriköy Antika Pazarı’nda kıyafet satan Serçe, gerçek bir çevreciydi. Pazar tezgâhından kıyafet alan herkese tombala uzatırdı. Buradan çektiğiniz kağıtta ise herhangi bir filozofun sözü yer alırdı. Sözlerin yazdığı kâğıtlar sarı ambalaj kağıtları, fiyonkları keten ipliydi. Hafızalara ‘hayatı felsefe’ olarak kazındı. Çünkü o felsefe okumanın ayrıcalığını dokunduğu her alana bulaştırıyordu. En sevdiği filozofların başında Baruch Spinoza gelirdi. Coldplay’in ‘Yellow’ parçası için “Öldüğümde bu şarkıyı çalın” derdi, bu parçayla ona veda edildi.

Bir cevap yazın